10 Şubat 2016 Çarşamba

Sevimli Dostlarımız kediler hakkında muhtemelen bilmediğiniz 15 ilginç bilgi

1. Size alerjileri olabilir.















Kediniz sürekli öksürüyor mu? suçlusu siz olabilirsiniz.2005 yılında yapılan bir araştırmada 200 kediden birinde görülen kedi astımı,İnsanların yaşantıları yüzünden artış göstermekte.
kediler sıklıkla kapalı kapılar ardında tutulduğu için sigara,ev tozu,kepek,polen ve bazı kedi kumlarından etkilenmekte,bunlarda kedilerin solunum yollarında iltihap'a yol açmakta.(Kedilerin sağlığınada dikkat etmeliyiz.)

2.kedi nanesinden her zaman etkilenmez.











Aslında kedilerin sadece yarısı bundan etkilenirler.Latince ismi Nepeta cataria olan kedi nanesinden etkilenme kalıtılsamdır.Atalarından birisi kedi nanesine hassas olan kedilerinde hassas olma ihtimali %50,eğer iki atasıda etkileniyorsa doğacak yavrunun etkilenme ihtimali %75'tir.

3.Kediler aslında köpeklerle yaşayabilir.

Dilimize yerleşmiş''kedi köpek dalaşı''gibi deyimleri unutun.Tel aviv üniversitesi'nde 2008 yılında yapılan bir araştırmada 6 aylık kediler ve bir yaşındaki köpekler aynı ortama konulmuştur ve beraber yaşadıkları gözlemlenmiştir.

4.Okuduğunuz şeylere inat, kedinizi sevmek onun hoşuna gidecektir.

Kediler hakkında yapılan araştırmalarda kedilerin okşandıkça daha sinirli olduklarını okumuş olabilirsiniz.Fakat viyana üniversite'nde yapılan bir araştırmaya göre aslında kediler hoşlanmaktan hoşlanır.Sadece bağzıları sinirlenebilir ama yinede okşanmasına izin verir.

5.Mekan paylaşımlarını stratejik yaparlar.
Evcil kedilerin bunu yaptıklarını biliyoruz ama vahşi kedilerin bilmediğimiz çok daha fazla özellikleri var.2013 yılında yapılan bir araştırmada 50 kediye GPS izleyici ve takip kameraları takılmış ve kediler kavga etmeyi önlemek için bizdeki devre mülk sistemine benzer bir sistem kurdukları gözlemlenmiştir.

6. Bir kedinin beyni bir köpeğinkinden daha karmaşıktır.
 Tabi ki ikisinin beyinleride çok ufak.vücut ağırlıklarının %0,9'u kadardır.Fakat psychology Today'in açıklamasına göre kedilerin beyin yüzeyleri insanlarınkine %90 oranla benzermiş.Kedilerde beyin kavramsal bilgi işlem kısmı köpeklere oranla daha gelişmiştir;bir kedide 300 nöron bulunurken köpeklerde bu sayı 160 milyondur.

7.Doğru koşullar altında kısa süreli hafızaları oldukça iyidir.
Kısa süreli hafızadaki bilgiler genellikle bir dakika içinde unutulur fakat 2007 yılında yapılan bir araştırmada kedilerde bu sürenin 10 dakikaya kadar çıktığını gözlemlemiştir.Bunu yaparken sadece bir engelde kedilerin sadece ön ayakları üstünde durması sağlanmıştır.engel ortadan kaldırıldıktan sonra kediye dikkati dağılması için mama verilmiş fakat kedi 10 dakika boyunca sanki engel oradaymış gibi ön ayakları üzerinde durmuş.
Fakat aynı kediler engeli gördüklerinde ve engel ortadan kaldırılınca engeli hatırlayamadılar.görsel hafısazaları çok da iyi değilmiş.sadece bir kaç saniye akıllarında tutabildiler.

8. Yabani kediler ev kedilerinden daha uzağa gidebilirler.
İki yıl boyunca izlenen 42 kedi üzerinde yapılan araştırmalara göre yabani kediler özgür ev kedilerine oranla daha çok gezerler. Kırma ırktan olan bir erkek kedi yaklaşık beş buçuk milyon metre kare alanda gezindi. Ev kedilerindeyse rekor 20 bin metre karede kaldı. 

Aynı araştırmaya göre vahşi kediler ev kedilerinden çok daha aktif. Ev kedilerinin %97’si uyumayı ve düşük enerjili işler yapmayı tercih ederken sadece %3’lük bir kısmı yürümek kovalamak gibi işler yapmayı tercih etti. Vahşi kedilerdeyse bu oran %14. Sebebi olaraksa sahipsiz kedilerin hayatta kalmak için yiyecek bulma, vücut ısısını yükseltmek zorunda olma gibi dürtüleri gösteriliyor.

9.Bazı hastalıkları bize çok benzer.
Kediler 250'den fazla kalıtımsal hastalığa yatkındır ve bunların çoğu insan hastalıklarına benzerdir.DNA'daki genetik bozukluklar kedilerde 'petinis pigmentosa' isimli kalıtımsal hastalığa neden olabilir.bu hastalığa yakalanma oranında insanlarda 3500 kişide birdir.Ayrıca bizdeki HIV virüsüne benzer FIV virüsü de kedilerin DNA'larında nesilden nesile aktarılmaktadır.
10.Kediler ilk olarak Çin'de evcilleştirildiler.
Bilim adamların kedilerin ilk feda yaklaşık 4000 yıl önce Antik Mısır’da evcilleştirildiğini düşünüyorlardı fakat 2013 yılında yapılan yeni bir araştırma yaklaşık 5300 yıl önce Çin’de evcil kedilerin varlığının izini buldu. Araştırmaya göre kediler tarım yapılan ve depolanan yerlerdeki kemirgenleri çekici buldular. Bu da insanların işlerine yaradı, kediler fareleri temizliyordu, böylelikle hem kedi karnını doyurmuş oluyordu hem de tahıllar kemirgenler tarafından yenmiyordu. Tamamen bir evcilleştirme olmasa da kedilerle insanlar arasında karşılıklı çıkar ilişkisi eskiden beri vardı.

11.Benekler genler tarafından belirlenir.
Bilim adamları kedilerdeki beneklerin nasıl oluştuklarını yakın zamana kadar bilmiyorlardı.2012 yılında yapılan bir araştırma ise bunun sebebinin taqpep adlı gen 
olduğunu ortaya çıkardı.Benekli kediler genlerinde mutasyonun kopyalarını taşırken çizgili kedilerde bu yoktu. Aynı araştırma sonucunda desenli çizgilerde Edb 3 adlı başka bir genden kaynaklandığı anlaşıldı.Daha sonra bu bilgiler birleştirilerek kedi desenlerinin şeklinin taqpep geni,Koyuluğununsa Edb 3 geni tarafından belirlendiği açıklanmıştır.


12.Sadece mutlu olduklarında mırıldanmazlar.



Kediler tabi ki memnun olduklarında mırıldanırlar fakat doğum yaparken, hasta olduğunda, yavrusunu emzirirken, yaralandığında ya da stresli olduklarında da mırıldanırlar. Bilim adamları bunu sebebinin ne olduğundan emin değiller fakat bazı tahminler yürütmektedirler. Kediler nefes alıp verirken düzenli olarak 25 ve 150 Hertz arasında sesler çıkarırlar. Araştırmalara göre bu sesler kemik yoğunluğunu artıyor ve iyileşmeyi hızlandırıyor. Kediler uyku ve dinlenme gibi uzun süreli aralarda enerjilerini topladıkları için mırıldanarak enerji harcamadan kaslarını dinlendirebilir ve kemiklerini güçlendirebilirler. Ayrıca mırıltı, daha çok köpeklerde görülen kalça çıkıklığı gibi hastalıklarda acıyı azaltmaya yardımcı olabilir. Dolayısıyla kediler kendilerini iyileştirmek ve iletişim kurmak için mırmırlanırlar desek yanlış olmaz.

13.Kediler gerçekten tatlı şeyler yiyemezler.
Kediler tatlı şeyler sevmezler çünkü genlerinde tat almaçlarının 'tatlı' kısmı Yoktur .
Şöyle ki bu almaçlar T1R2 ve T1R3 protein alt birimlerini içerir. Fakat kedi, çita ve kaplanlarda T1R2 geni yoktur, bu yüzden tatlı yiyemezler, yeseler de tadını alamazlar.

14.Günlük alışkanlıklarını değiştirirseniz hasta numarası yapabilirler.
Sağlıklı kedilerde bile kumun dışına dışkı yapma kusma ve iştahsızlık gibi hastalık belirtileri görülebilir. 2011’de yapılan bir araştırmada günlük alışkanlıkları değişen sağlıklı kedilerin bu şekilde tepki verdikleri gözlemlenmiştir.

15.İstediklerini elde etmeyi çok iyi bilirler.




2009’da yapılan bir araştırmada bunu bebeklerin ağlamasını taklit ederek yaptıkları ortaya çıkmıştır. Yiyecek isteyen kediler 220 ile 520 Hertz aralığında ağlar ya da miyavlar. Bebekler de genellikle 300-600 Hertz aralığında ağlar, insanların bu sesi görmezden gelmesi olası değildir. 
İstediğini yaptırmanın kediler için bir başka yolu da yürürken sahiplerinin bacaklarının arasında dolanmaktır. Aslında kedilerin doğasında bu yoktur, insan davranışlarından ve hareketlerinden öğrenirler. Bunu yaptım şimdi de bana yemek verecekler diye düşünürler. Dolanma hareketi heyecan olarak başlar, yemek yemek üzereyim diye düşünürler.



Share:

6 Şubat 2016 Cumartesi

Yarasa Ve Yarasalar Hakkında Bilgi

Yarasalar Uçabilen Tek Memeli Türüdür.

Yaklaşık 900 çeşitle kemirgenler dışında en çok çeşit onlardadır.Ancak toplam sayı bakımından kemirgenlerden fazla olmaları muhtemeldir.Yaşayan omurgalılar arasında gerçek uçma yeteneği sadece kuşlara ve yarasalara özgündür.Ancak yarasalar,bir çok kuşun tersine nisbeten düşük hızlarda yüksek manevra kabiliyeti sergilerler.Aralarında göçmen yarasalar olduğu gibi kış uykusuna yatanlarda vardır.

Yarasalar kör değildir.Renkleri görmedikleri doğrudur,ama geceleri bizden daha iyi görürler.
Bir çok yarasa sonarla görür.

Dünyanın en büyük yarasası Java'da yaşayan bir megabat'tır.Açık kanatlarının boydan boya uzunluğu 170 cm ve vücut uzunluğu 42 cm'dir.Dünyanın en küçük yarasası Thailand'ın Bumblebee yarasasıdır.Boyu 3 cm civarında olan ve yaklaşık 2 g gelen bu yarasa türü dünyanın en küçük memelisidir.

Bağzı yarasaların işitme duyuları öylesine keskindir ki,180 cm'den daha uzakta kumda yürüyen bir böceğin ayak seslerini bile işite bilirler.Bir çok yarasa ses yankılarını kullanarak avlarını yakalar ve yollarını bulurlar.

Yarasalar zalim değildir,tersine  O kadar iyilerdirki,yetimleri evlatlık aldıkları gibi yiyeceklerini daha az şanslı yarasalarla paylaşmak için hayatlarını riske bile atarlar.

Vampir yarasalar kandan başka birşeyle beslenmeyen tek memeli türüdür.Bu tür sadece latin Amerika'da yaşadığı halde yerli halkın çoğu onlardan bir tane bile görmemiştir.

Yarasalar burunlarından tutunarak dallardan asılmazlar,ayaklarından asılır ve ters dönmüş ağırlıklarıyla kendilerini dengelerler.

Yarasalar saçlarınıza dolaşmazlar.Başınızın üstünden bir yarasa geçiyorsa bir böceği mesela bir sivri sineği kovaladığı içindir.

Bütün yarasalar tavan aralarında,çatılarda veya mağaralarda yaşamaz. bağızıları ağaçlarda veya başka yerlerde yaşarlar.Tropik yarasalar muz ağacından tutunda örümcek ağlarına kadar her yere yuva yapabilirler.

Yarasalar kötü değildir.Kendilerini rahat bırakan insanlar için bir tehlike oluşturmazlar.Ancak kendilerine bir yanlış hareket yapılırsa Kendilerini savunmak için ısırırlar.

Böcek yemleri,arıları gibi bitkilerde tozlanmayan yardımcı olmaları ve tohum yaymaları sebebiyle insanlara yardımda bulunabilirler.Fakat Avrasyada yaşayan meyve yarasaları ise hem iri vücutları hemde sayılarının çoğunluğu nedeniyle,meyve bahçelerini istila ederek verdikleri zarardan dolayı ekonomik bir tehdit olabiliyorlar.Fakat daha da kötüsü ,Vampir yarasaların evcil hayvanların kanlarını emmeleri sonucu kuduz salgılanan sebep olabilmeleridir. 
Share:

1 Şubat 2016 Pazartesi

Kanarya Çeşitleri ve Özellikleri

Kanarya Çeşitleri : 

Gloster :Bu kanarya ırkı 1920'li yıllarda ingilterne'nin Gloncestershire kentinde üretilmiştir.
Gloster ırkında 2 çeşit kanarya bulunmaktadır.Bu iki çeşit corona ve consord olarak isimlendirilmiştir.Corono ve consord Çeşitlerini ayıran özellikleri Fizikseldir.Corono çeşidi olanlarının baş kısımlarıda yuvarlak ayrılmamış tepe kısmı bulunur ,Consord çeşidi olanlarda ise bu başlık kısmı bulunmaz.Ömürleri 10 yıl civarıdır.Boy uzunlukları 11,5 cm olmaktadır.

Yorkshire : Ana vatanı ingiltere'dir. Boyları 17 cm ye kadar ulaşabilmektedir.Bu çeşidin üretiminde fazla yavru alınmaya bilir.10 yıla yakın ömürleri vardır. ismi YORKSHİRE kontluğundan ileri gelir.Tüyleri kısa ve vücutları yapışıktır.

Norwich : 1860 yılından itibaren bilinen ingiltere kökenli bir kanarya ırkıdır.crest kanaryalarına fazlaca benzemektedirler.15,6 cm ile 16,5 cm arası bir boyları varıdır.Şapkaları yoktur.Bu cinste kuşun gözünün kenarlarındaki uzun tüyler kesilmelidir.Norwich türü kuşlar dayanıklı olmaları ile bilinirler.Tembel olarak nitelendirilebilecek davranışlar gösterirler.

Taklacı kanarya :1975'li yıllardan bu yana Almanya'da bilinen bir tür'dür.Güzel ötüşleri için ve takla gibi kısa gösterişler amacıyla üretilmişlerdir.Evde besleme gibi bir niyetiniz varsa erkek olanları aynı kafas yerine farklı kafeslere beslemeniz önerilir.

Lancashire : En iri boyutlu kanarya olarak bilinir.Boyları 22cm ile 23cm arasında olabilir.Kafa yapısı geniş ve hafifce basıktır.Rengi sadece beyaz ve sarıdan oluşmaktadır.

Roller : Bu kanarya cinsi gayet güzel olan ötüşleri ile bilinmektedir.hakiki Roller yani harz kanaryaları Almanya asıllı olurlar.ve çok fazla öterek ortamda gürültü yaratmazlar.

Border :Yorkshire ve Norwich çeşitlerin meydana getirilen ayrı bir kanarya çeşididir.15.5cm
varan boyları vardır.Göze çarpan özellikleri kafa ile vücut kısımlarını birbirnden ayıran Bölgenin bir kolye gibi belirgin olmasıdır.Dayanıklı ve bakımı zor olmayan bir kuştur.

Cerest : Kökeni ingiltere'ye kadar giden bu kuşlar da fiziksel dış görünüşleri dikkat çekicidir.İlginç kafa yapıları oldukça güçlü bir yapıdadır.Kırmızı renk hariç her renkte bulunabilmektedirler.

Lizard : Bu kanarya çeşidinin yaşamakta olan en eski kanarya türü olmakla bilinirler.
Yapay eşleştirme sonucu elde edilmiştir ancak üretimi oldukça özen istemektedir.
Bir süre bu kuş çeşidi fazla rağbet görmemiştir.ama şimidi tekrar eski popülerliğine ulaşmıştır.Tüyleri parlak renkli ve sıktır.

Malinous : Belçika Bülbülü olarakta bilinir. Malinous kanarya çeşidinin çınlayan güzel bir ötüşü vardır.Dişileri yavrularına çok iyi bir şekilde bakar.
Share:

28 Ocak 2016 Perşembe

AG Güvercin Özellikleri

AG güvercin türleri bilindiği farklı renk ve boy farklılıkları vardır.uçuş özellikleri olarak oldukça iyi ve hızlı kanat çırpıp oldukça yükseğe ulaşır ve inişlerinde hızlı bir şekilde inerler.
Bu güvercinin habada kalma süresi ortalama 10 ile 15 dakika arasındadır.Yükselişi ise 200 metreye kadar çıkabiliyor inişi çok hızlı oluyor ortalama en yüksek 160 km civarındadır.

AG güvercininin yaşam süresi 13 yaşına kadardır.performansı uzun süre devam eder tahmini olarak 8 yada 9 yıl kadar.ag güvercinleri 7 aydan sonra isterseniz çifleştirebilirsiniz.uçurmak için güvercinlerden istiyorsanız erkek olanı idealdir.



Güvercin hastalıkları İçin #TIKLA#

Share:

25 Ocak 2016 Pazartesi

Muhabbet kuşu hakkında İlginç Bilinmeyenler

        MUHABBET KUŞLARI HAKKINDA

Muhabbetkuşu Yaşadığı yerler: Anavatanı Avustralya'da, Madagaskar ve Afrika'da ağaç yaprakları arasında, yüzlercesi bir arada koloni halde yaşarlar. Kafeste de beslenirler. Özellikleri: 16-22 cm boyunda papağana benzer ufak kuşlar. Yeşil, mavi, sarı tüylerinin üzeri siyah çizgilidir. Tohumla beslenirler. Çeşitleri: Birçok türü vardır. Avustralya muhabbetkuşu (M. undulatus), Afrika muhabbetkuşu (Agapornis roseicollis) Ünlülarıdır. 

Guguksular (Cuculiformes) takımının Papağangiller familyasından, kıvrık gagalı, uzun kuyruklu, güzel renkli bir kuş. 16 cm kadar boyundadır. Küçük bir papağana benzer. Kafes kuşu olarak da beslenir. Anavatanı Avustralya'dır. Tüyleri genel olarak yeşildir. Üzeri kırmızı, mavi, sarı ve diğer tüylerle de süslenmiştir. Çoğunun baş ve sırtında siyah çizgiler bulunur. Yabanileri ormanlarda, savanalarda ve ekili arazilerde bulunurlar. Tohumla beslendiklerinden bazan ekinlere büyük zararlar verirler. Ağaç yaprakları arasında binlercesi bir arada toplanırlar. Çiftler halinde ayrı ayrı yaşayanlar da vardır. Kuşçular, kafeste yaşayanlardan ayıklama yoluyla sarı, yeşil, mavi, gri ve beyaz renkli soylar üretmişlerdir. Eşler, başbaşa vererek cıvıldaşırlar. Kısa ve tiz seslidirler. Eşlerin birbirine olan sevgi ve bağlılığından “muhabbetkuşu” adı verilmiştir. Kafeslerde de çiftler halinde süs kuşu olarak beslenirler. 

Muhabbetkuşları yuvalarını ağaç kovuklarına, bir türü de ağaç karıncalarının topraktaki yuvalarını genişleterek yuva yaparlar. Gagalarını bir alet gibi kullanarak ince odun parçaları ve yapraklarla yuvayı döşerler. Yuva malzemelerini sırtlarındaki tüyler arasında taşıyanları da vardır. İki veya dört aylık olunca üremeye başlarlar. İki ila beş beyaz yumurta yaparlar. Yılda bir ila üç defa yumurtlarlar. Üç hafta içinde yumurtalar açılır. Yavrular erkek ve dişi tarafından sindirimi kolay bitkilerle beslenir. Sağlam yapılı olan muhabbet kuşları, bakım altında 5-10 sene yaşarlar. Göçmen olanları da vardır. 

Yorum yapmayı unutmayınız.
Share:

22 Ocak 2016 Cuma

Muhabbet Kuşu Hastalıkları ve TEDAVİLERİ


Muhabbet Kuşu Hastalıkları

Muhabbet kuşları,diğer kuşlar gibi hastalıklarını çok iyi gizlerler.Bu yırtıcıların hasta ve zayıf kuşlara odaklanmaları nedeniyle oluşturduları bir koruma kalkanıdır.O nedenle kuşunuz hasta olduğunu belli ettiğinde gerçekten ciddi/ileri Şekilde bir hastalık kapmış olmaları mümkündür.eğer tedavi uygulanmaz ise bu kuş hastalığı nedeniyle ölebilir.

Evcilinizi her gün gözlemleyerek onun davranışlarınızı öğreneceksiniz ve onun farklı harektler yaptığında önlemini alıcağınızdan eminiz.Aşşağıda gördüğünüz lisete'de hastalılar yazılmaktadır yani kuşunuzu veterinere götürmeniz uygundur.

Dikkat edilmesi gereken hastalık belirtileri

Kritik/ciddi ve veteriner hekimi tedavisi gerektiren belirtiler:

*Solunum problemleri / anormal nefes alış.

*Sürekli aşağı / yukarı hareket eden kuyruk.

*Gaga/ağız,göz veya burun deliklerinde akıntı.

*Yüz ve kafa tüylerinin mukus(sümük) ile kaplanması,yarı sindirilmiş yem ve anormal dışkı.

*Anormal tüy,anormal tüy gelişimi/dökümü ve değişimi.

*Kanama.

*Başın,kuyruk veya kanatların düşmesi,bükülmesi.

*Soluk veya şişmiş gözler.

*Tünekte duramamak,düşmek.

*Kamburlaşma.

*Kilo kaybı,zayıflama.

*Vücutta yumru veya şişlikler.

*Kafes tabanında oturma(hareketsizlik).

*Kusma.

Veteriner hekimine danışılması gerektiren ciddi hastalıkları:

*İştahın haybı.

*Kabarma ve düzensiz görünüş.

*Anormal dışkı.

*Sıradışı tüy yolma.

İlaç tedavisinden sonra ne yapmalıyım?

Hasta olan bir muhabbet kuşunun iyileşmesi için kullanılan antibiyotik,kuşun iç organlarının,özellikle sindirim sisteminin hasar görmesine ve zorlanmasına sebep olur.
bu yüzden antibiyotik kullanımından hemen sonra bir süre probiyotikli ürünlerin(probiyotikli yoğurt)Kullanılması tavsiye edilir.


Yorum atmayı unutmayın.
Share:

20 Ocak 2016 Çarşamba

Muhabbet Kuşuna Verilmesi Gereken İsimler

Muhabbet kuşlarına hangi isimler verilir?

Muhabbet kuşunuz var ve isim koymakta zorlanıyor musunuz? Bu yazımızda erkek ve dişi muhabbet kuşu isimlerini sizinle paylaşıcaz.En çok kullanılan Muhabbet kuşu isimleri maviş ve boncuktur.Fakat farklı isimler arayan okurlarımız için hazırladığımız bu isimlerden Birini kuşunuza koymaya karar verirseniz bunu bizimle paylaşmanızdan büyük mutluluk duyarız.


Erkek ve dişi muhabbet kuşu isimleri:

Ciciş 

Minnoş

Fıstık

Çapkın ( Bir muhabbet kuşu  ne kadar çapkın olabilirse artık :D )

Bıcırık 

Yemiş ( Genellik yeşil muhabbet kuşlarına verilir.)

Yeni almış olduğunuz ve cinsiyetine karar veremediğiniz muhabbet kuşunuza (satıcı erkek olduğunu idda edecektir.)Cemil adını verebilirsiniz.Kız çıkarsa küçük bir harf ekleyerek cemile yapabilirsiniz. 

Ciko(çiko)

Tombiş (muhabbet kuşunuza kolayca telaffuz edilecektir .)

Paşa 

Şaşkın 

Cavit 

Cankuş 

Çakıl 

Yazan: Yasin A'kın (20.01.2016) İstanbul
Share: